Son yıllarda Türkiye’nin gündemindeki en önemli konulardan biri FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) ile mücadele. Bu çerçevede, birçok kişi ve şirket, FETÖ ile ilişkilendirilerek mağdur duruma düştü. Ancak son zamanlarda yaşanan gelişmeler, FETÖ yalanı ile gerçekleştirilen milyar dolarlık dolandırıcılıkların sırrını açığa çıkardı. Gerçekler ortaya dökülürken, dolandırıcılık şemasının nasıl işlediği ve kimlerin bu yalanlardan faydalandığı da merak konusu olmaya başladı.
FETÖ, zaman içinde gerçekleştirdiği eylemler ve elinde bulundurduğu maddi kaynaklarla adeta bir çöküntü alanı yarattı. Bu süreçte, birçok kişi örgütün manipülasyonuna kapılarak büyük mali kayıplara uğradı. Örgütün sızdığı pek çok sektörde, sosyal medya ve gazeteler üzerinden sahte bilgiler yayarak insanları kandırmaya başlaması, dolandırıcılığın artmasına sebep oldu. Bu yöntemler arasında en çok ses getirenlerden biri, sahte burslar ve eğitim programları düzenlemekti. İnsanlar, FETÖ’cülerin yalan haberleriyle bankalara, kolejlere ve üniversitelere yaptıkları yatırımları kaybettiler.
Rekabetin fazla olduğu Türkiye eğitim sektöründe, FETÖ’nün oluşturduğu sahte eğitim kuruluşları, ileri düzeyde bir dolandırıcılık biçimi olarak ortaya çıktı. Bu sahte kuruluşlar aracılığıyla, birçok kişi “özel burslar” adı altında toplanan paralarla dolandırıldığını sonradan anladı. Eğitim adına yapılan bu dolandırıcılık, birçok insanın hayatını karartırken, FETÖ’ye tekrar büyük bir maddi kaynak sağladı.
Yaşanan bu dolandırıcılıklar sonrasında devletin etkin müdahale mekanizmaları devreye girdi. FETÖ'yle mücadele kapsamında düzenlenen operasyonlar, dolandırıcılık şemasını ortaya çıkardı. Emniyet güçleri, yalan bilgilerle insanları mağdur eden çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Yapılan operasyonlarla birlikte, sahte belgelerle çeşitli banka hesaplarına yapılan yönlendirmelerin boyutu net bir şekilde ortaya kondu. FETÖ’nün, sahte kimlikler ve belgeler aracılığıyla yasa dışı kazanç sağladığı bu süreçte, devletin hukuki adımları sonrasında bir dizi dava açıldı.
Bu davalar, örneğin, yalan söylemekle ve kamuyu aldatmakla suçlanan bireylerin yanı sıra, dolandırıcılıktan yararlanan diğer kişi veya kurumları da kapsıyor. Davalar, sadece malî kayıpların tazminini değil, aynı zamanda kamuoyunun manipülasyonunu engelleme açısından önemli bir adım haline geldi. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, dolandırıcılığa uğrayanların çeşitliliği. FETÖ dolandırıcılığına uğrayanlar arasında işadamları, öğrenciler ve yatırımcılar gibi farklı kesimlerden pek çok insan bulunmakta.
Gelecek süreçte, bu tür dolandırıcılıklara karşı alınacak önlemler daha da önem kazanacak. Devlet kurumları, vatandaşları bilinçlendirme yönünde çalışmalara hız vermek zorunda kalacak; çünkü verilen zararların bu denli büyümesine neden olan, yetersiz bilgi ve algılama düzeyi oldu. FETÖ’nün yalanları ve dolandırıcılık yöntemleri, ülkedeki pek çok insanı derinden etkiledi ve henüz telafi edilemeyen maddi kayıplara yol açtı.
Sonuç olarak, FETÖ yalanlarıyla gerçekleştirilen bu tür dolandırıcılık olayları, sadece bireylerin değil, toplumun genel güvenliği açısından da ciddi bir tehdit oluşturdu. Toplumun her kesiminde yaşanan bu mağduriyetlerin giderilmesi için atılacak adımlar önemli bir gereklilik haline geldi. Bu tür olayların tekerrür etmemesi adına devletin ve ilgili tüm kurumların, vatandaşları bilgilendirme ve eğitme konusunda daha aktif rol alması şart.